Ozon Tabakası nedir?
Ozon atmosferde doğal olarak üç oksijen atomunun bir araya gelmesiyle oluşan bir gazdır. Kimyasal olarak O3 olarak gösterilir. Atmosferdeki ozonun %90’ı, Stratosferin üst kısmında yer yüzeyinden 15-50 km arasında bulunur. Bu aralıkta bulunan toplam ozonun oluşturduğu gaz tabakasına Ozon Tabakası denir. Ozon tabakası, Güneş’ten gelen UV-B ve UV-C gibi zararlı ışınlarını tutarak Dünyanın yüzeyine ulaşmasını önler. Bu yönüyle, Ozon Tabakası Dünyadaki canlılığın devamı ve insan sağlığı açısından oldukça önemlidir. Atmosferde bulunan geri kalan %10’luk ozon miktarı ise troposfer tabakası içerisinde bulunmaktadır. Buradaki ozon antropojenik olarak havaya salınan zararlı kimyasalların tepkiyemeye girerek birikmesi sonucu oluşur.
Ozon Tabakası Nasıl oluşur?
Canlıların fotosentez yapmasıyla birlikte oluşan serbest oksijen stratosfer tabakasında birikmeye başladı. Güneş ışınları bu tabakada bulunan oksijen moleküllerine çarparak bu moleküllerin iki oksijen atomuna bölünmesini sağladı. Serbest oksijen atomları ise oksijen molekülleri ile birleşerek ozon molekülünü oluşturdu. Bu şekilde ozon tabakası katmanı oluşmuş oldu.
Ozon Tabakasının Delinmesi Nedir? Ozon Tabakası Nasıl Delinir?
Ozon Tabakasının delinmesi, ozon moleküllerinin büyük ölçüde ve hızla azalmasını ifade etmektedir. Ozon Tabakasının delinmesine bazı kimyasal maddeler neden olmaktadır. Bunlardan başlıcaları özellikle hidrojen, azot, klor ve brom içeren kloroflorokarbonlar (CFC), hidrokloroflorokarbonlar (HCFC), halonlar, metiklorform, metilbromürasit olarak sayılabilir.
CFC’ler, 1930’larda bulunmasının ardından az toksik, kimyasal kararlı ve ucuz olması nedeniyle endüstrilerde soğutucu madde, üfleme ajanı, temizleme ajanı olarak ve köpüklerde kullanılmaya başlandı. CFC’lerin yoğun kullanımı sonucu atmosfere yayılan klor atomları hiç bozulmadan stratosfere kadar yolculuk yapabilir. Burada Güneşten aldığı UV enerjisiyle parçalanarak klor atomlarını ortaya çıkartırlar. Serbest klor atomlarıyla reaksiyona giren ozon molekülleri klor monoksit molekülleri oluştururlar. Oluşan klor monoksit ozon tabakasındaki serbest oksijen atomlarıyla tepkimeye girerek daha çok ozon molekülünü yıkıma uğratacak klor atomu ve oksijen molekülü ortaya çıkarır. Bu tepkimenin defalarca tekrarlanması sonucunda bir klor atomu yaklaşık 100.000 ozon molekülü parçalayabildiği anlaşılmıştır.
Ozon tabakasındaki incelme daha çok güney kutbunda gözlenmektedir. Bunu sebebi ise kutuplarda kimyasal tepkimelerin daha etkili olmasıdır. Düşük sıcaklık sebebiyle yüksek oranda bulunan klor ve brom iyonları ozon tabakasına dünyanın diğer bölgelerine kıyasla daha fazla zarar verir.
CFC’lerin ozon tabakasına verdiği zarar 1970’lerde fark edildi. Fark edilmesinin ardından 1987 yılından Montreal Protokolü ile tüm dünyada CFC kullanımı yasaklanmıştır. Son yıllarda yapılan çalışmalarda özellikle de CFC kullanımının yasaklanması ile ozon tabakasının incelmesinin durduğu hatta tabakanın kendi kendini tamir ettiği ve kalınlaştığı gözlenmiştir
Ozon Tabakası Neden Önemlidir?
Ozon tükenmesinin bir sonucu olarak dünyaya erişen zararlı güneş ışınları (UV-B ve UV-C) en basit tek hücreli bitkilerden böceklere, balıklara, kuşlara ve memeli hayvanlara kadar insanlar da dahil bütün canlılar üzerinde zararlı etkendir. Ozon Tabakasının incelmesi ile birlikte deri kanseri başta olmak üzere, katarakt ve bağışıklık sistemi hastalıklarında artış olacaktır. Bu nedenle Ozon Tabakası ekolojik dengeyi koruyarak canlılığın devamını sağlamaya yardımcı olan en önemli unsurlardan biridir.
OZON TABAKASINI KORUMAK MÜMKÜN!
Montreal Protokolünün başarısı, ozon tabakasını incelten maddelerin (OTİM'ler) yüzde 99'unun artık kontrol edildiği anlamına geliyor. Ancak ozon tabakasının korunması ortak tutumumuza bağlı. Küçük adımları günlük hayatınızda uygulayarak ozon tabakasının korunmasına katkı sağlayabilirsiniz.
CFC ve HCFC içeren spreyleri kesinlikle kullanmayın.
Ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeleri içermeyen ozon dostu ürünler satın alın. Bir tüketici olarak gücünüzü kullanın.
Buzdolaplarını, klimaları ve diğer ekipmanları sorumlu bir şekilde kullanarak ozon tabakasını ve iklimi korumaya da yardımcı olursunuz. Eski buzdolapları, dondurucular veya klima üniteleri, yasaklar uygulamaya konmadan önce üretilen ozon tabakasını incelten maddeler içerebilir. Eski ekipmanlarınıza düzenli bakım yaptırın. Ekipmanınızın bakımının yapılması gerektiğinde, ekipmanın uygun şekilde onarıldığından ve taşıyıcı gazların geri dönüştürüldüğünden emin olmak için eğitimli, kalifiye ve sertifikalı uzmanlar isteyin. Gaz değişimi sırasında gerekirse servis elemanını uyararak eski gazın atmosfere salınmasına izin vermeyin.
Buzdolabı gibi yeni bir cihaz satın aldığınızda, "ozon dostu" veya "HCFC içermez" etiketli veya enerji verimliliği etiketi olan ürünleri arayın. Enerji verimli ise, sadece çevrenin korunmasına yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda enerji faturalarınızı da azaltır!
Buzdolabınızın ve derin dondurucunuzun termostatını çok düşük sıcaklıklardan kaçınarak doğru sıcaklığa ayarlayın. Klima termostatınızın daha yüksek sıcaklıkta bir ayarı da enerji tasarrufu sağlayacaktır. Bekleme modu bile enerji tükettiğinden, kullanılmadığında cihazlarınızı kapatın.
Soğutma sistemleri, ısı değişim panellerinden (buharlaştırıcılar ve kondansatörler) iyi hava akışına bağlıdır. Buzdolabınızı arkada hava dolaşımı kolay olacak şekilde monte edin ve buzdolabı dondurucusunu fırın veya bulaşık makinesinin yanına koymayın.
Buzdolabını, kondansatörün bulunduğu arka tarafta düzenli olarak temizleyin ve dondurucunun buzunu düzenli olarak çözün.
Ömrünü tamamlamış ya da değiştirdiğiniz soğutucu akışkan içeren cihaz ve ekipmanları sorumlu bir şekilde bertaraf edin. Buzdolapları ve dondurucular, diğer parçalar geri dönüştürülmeden önce çıkarılması ve geri kazanılması gereken soğutucular içerdiğinden, eski buzdolabınızı kalifiye ve sertifikalı bir uzmana götürerek atın.
Mümkünse geceleri klima olmadan odaları odayı havalandırarak serin tutun. Ancak fazladan soğutmaya ihtiyacınız varsa, sıcaklığı artırmayı düşünün - uyurken, muhtemelen klimanın düşündüğünüz kadar soğuk ayarlanmasına ihtiyacınız yoktur. Ayrıca klimanızın termostatının daha yüksek derecede ayarlanması enerji tasarrufu sağlayacaktır.
Otomobil klimaları soğutucu gaz olarak ozon tabakasına zarar veren maddeleri içerebilirler. Günümüzde bu maddeleri içermeyen modeller mevcuttur, yeni araba alırken bunları tercih edin.
Arabanızın klimasını pencereler açık olarak birkaç dakika sürdükten sonra açın ve arabanızı gölgeye park edin.
Yalıtım malzemeleri ve ambalaj köpüklerinin de ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeler içereceğini unutmayın, bu bilinçle, bu ürünleri gereksiz tüketmeyin.
Ozon tabakasına zarar veren kimyasal maddeler ve bunları içeren ürünler hakkında daha çok bilgi edinin ve çevrenizdeki insanları bilgilendirin.
NASIL KORUNMALIYIZ?
Güneş ışınlarına maruz kalmaktan kaçının.
Güneş Gözlüğü Kullanın
Güneş gözlükleri güzel bir aksesuardan daha fazlasıdır. Gözlük camı filtreleri UV ışınlarını filtreleyerek, göz hastalıklarının önüne geçebilir. Ancak, güneş gözlüğü seçerken en az UV korumalı camlar seçmeye dikkat edin.
Güneş koruyucular kullanın.
Güneş ışınlarına fazla maruz kalmak cilt ve göze zarar verir. Ancak, D vitamin üretimi için Güneşin gerekliliğini unutmamalıyız. Dışarı çıkmadan 15-20 dakika öncesinde yüksek faktörlü (en az 30 ve üzeri) güneş kremleri kullanmalıyız. Sürekli güneşe maruz kalıyorsanız, özellikle yüzüyor veya çok terliyorsanız, güneş kreminiz su geçirmez olsa bile düzenli olarak tekrar uygulamayı unutmayın! doğrudan güneşte geçirilen zamanı sınırlandırmaya çalışın, güneş yanığından kaçınmaya çalışın ve geniş kenarlı bir şapka ve koruyucu giysiler giyin. Eğer bir ebeveynseniz, çocuğunuzun da cildini koruduğunuzdan emin olun. 18 yaşından önce güneş ışığına aşırı maruz kalmak cilde en çok zarar vericidir, bu nedenle erken yaşlardan itibaren güvenli güneş alışkanlıkları ve farkındalık uygulamaya başlayın.
UV endeksine dikkat edin
Belirli bir yer ve zamanda güneş yanığına neden olan UV radyasyonunun gücünün uluslararası standart bir ölçümü olan ultraviyole (UV) endeksine dikkat edin, bu da size herhangi bir günde bölgenizde UV ışığının ne kadar güçlü olduğuna dair 1 ile 11 arasında bir ölçekte fikir verir
Daha yüksek sayı, daha yüksek UV ışınlarına maruz kalma riski ve sonuçta cilt kanserine yol açabilecek daha yüksek güneş yanığı ve cilt hasarı riski anlamına gelir.
UV endeksi ve UV radyasyonuna maruz kalmanın cildimiz üzerindeki etkisi konusunda farkındalık çok önemlidir. Bazı insanlar renkleri nedeniyle diğerlerinden daha hızlı güneş yanığı alırlar, bu nedenle sizin için neyin "normal" olduğunu ve cildinizin ne kadar çabuk kızardığını bilin. Sarı veya kızıl saçlarınız, açık renkli cildiniz ve açık renkli gözleriniz varsa, koyu renkli ve tenli birinden daha hızlı güneş yanığı olma eğiliminde olacaksınız. Bunun nedeni, cildinizde, UV ışınlarını yansıtarak ve emerek onu güneşin zararlarından koruyan bir kimyasal olan daha az melanine sahip olmanızdır.
UV seviyesini ölçmek için gölgenizi kullanabilirsiniz
Ne kadar UV'ye maruz kaldığınızı söylemenin kolay bir yolu, gölgenize bakmaktır. Gölgeniz sizden daha uzunsa (sabahın erken saatlerinde ve öğleden sonra geç saatlerde), UV maruziyetiniz muhtemelen daha düşük olacaktır. Gölgeniz sizden daha kısaysa (öğlen civarı), daha yüksek seviyelerde UV radyasyonuna maruz kalıyorsunuz demektir.
UV maruziyetini değerlendirirken göz önünde bulundurulması gereken diğer faktörler arasında yılın mevsimleri vardır: UV ışınları, coğrafi konumunuza bağlı olarak ilkbahar ve yaz aylarında daha güçlüdür. Ekvatordan uzaklaştıkça UV maruziyeti azalır, ancak yüksek rakımlarda daha fazla UV ışınları yere ulaştığı için yükselir. UV ışınlarının su, kum veya kar gibi yüzeylerden yansıyabileceğini de unutmamak önemlidir. Son olarak, UV ışınları su yüzeyinin altına da ulaşabilir, böylece cildiniz su altında ve soğuk hissederken bile güneşten zarar görebilir.